Kin-Dza-Dza! (1986)

Yönetmen: Georgi Danileya

Senaryo: Georgi Danileya, Revaz Gabriadze (Gürcügücü)

Oyuncular: Patsaklar, Chatlanianlar, Etsiloplar ve bilumum güzel insan








Kullanıcı Yorumları:

Koo!

Spoiler Köşesi:

Sinema tarihinin en iyi filmi mi? Belki. Yazması en zor film mi? Evet.

Sadece Koo! diyerek geçmek istiyordum zira bu filmin dehasına uygun bir yazı yazabilecek kadar kifayetli bulmuyorum kendimi. Zaten Plukan dilinde üç beş sözcük var, diğer her şey Koo kelimesiyle ifade ediliyor. O yüzden bu film için Koo diyorum başka bi şey de demiyorum.

Diyorum tamam. Mutlaka bi şeyler yazmam gerekli. Hayatımı değiştiren film mutlaka üzerinde konuşulacak etkiler bırakmıştır bünyemde. O kadar berbat filmler izlemek zorunda bırakıldık ki şu zamana kadar, izlediğim filmlerden keyif alabileyim diye beraberinde içtiğim bira ve yediğim cipsler yüzünden göbek yaptım. Ta ki Kin-Dza-Dza'yı bulana dek. O andan itibaren insan beynine olan güvenim tazelendi, kendimi yeniden doğmuş gibi hissettim. O ana kadar filmlerde görüp de etkilendiğim her fikirden, güldüğüm her espriden, kısacası beğendiğim her şeyden utanç duydum. Hepsi o kadar ufaldı ki gözümde, gerzek filmler izleyip mutlu olma zevkinden ömür boyu mahrum kalacak şekilde lanetlendim. Çıta bambaşka bir galaksiye taşınmıştı artık Georgi Daneliya tarafından. Of neden izledim bu filmi.

Burada tarihe geçecek bir beyanatta bulunayım, bu blogun fikri de aha bu filmden gelmiştir. Sayın Portakal size söylüyorum, sinema blogu açalım derken niyetim Kin-Dza-Dza'nın aşağısına her türlü bok atmak, karalamak, lekelemekti. Hamdolsun iyi iş çıkarttık şu vakte kadar, gerçi Kin-Dza-Dza kadar absürd olamayacağımız için bu işi burada bıraksak daha mı mantıklı olur? Evet daha mantıklı olur o yüzden bırakmamalıyız.

Şimdi film üzerine konuşacam ama ter bastı. Yahu adam makarna almaya alışverişe çıktığında yolda karşılaştığı bir Gürcü'nün ısrarıyla berduşun tekine yardım etmek zorunda kalıp, Moskova'dan Kin-Dza-Dza galaksisindeki Pluk gezegenine ışınlanırsa, ben orada klavyemi yumruklarım. Şimdi filmin başındaki bu olay o kadar görkemden uzak, o kadar alelade bir şekilde oluyor ki önümüzdeki 2 saati sinir bozulumu içerisinde geçiriyoruz. Misal berduş zannedilen uzaylının çıplak ayaklarına, sanki Paradjanov filminde bir şeyi sembolize ediyormuşçasına öyle bir zoom yapılıyor ki, o an bunun bambaşka bir film olduğunu idrak ediyoruz. Berduşun elindeki cihaza hiç tereddütsüz basan ve kendini bir anda ne idüğü belirsiz bir çölün ortasında bulan ikilinin surat ifadeleri ve verdikleri tepkiler dikkatle incelenmeli. Hepsi birbirinden sikim gibi olan üniversitelerimizde sinema okutuluyor ama oralarda bu sahnelerin incelenmediğini biliyorum. E olmaz.

Cihaza dokunuşun ardından kendimizi öyle absürd, öyle distopik, öyle post-apokaliptik bir gezegende buluyoruz ki biraz spoilerlandıra spoilerlandıra tanıtmak icap eder. Efenim gökyüzünden süzülerek ikilimizin yanına iniş yapan tuhaf aracın içinden dünya tatlısı iki arkadaş iniyor ki kendileri filmin afişinde gördüğünüz tipler. Aracın duvar yatağını andıran kapısı iniyor ve Pandora'nın kutusu açılmışçasına içinden tuhaflıklar fışkırıyor. İsimlerini hatırlamadığım bu abiler saçmasapan bir dans eşliğinde Koo diyerek karşılıyorlar bizim dünyalıları. Bundan sonraki sahnelerde, geçmiş yazılarımda bahsettiğim 'seyirciye gerizekalı muamelesi yapan' filmlerdeki, hani o öküzlere hitap eden siyasi mesajlara veryansın edişimin parodisi sunuluyor. Ben de gidip öküz gibi vurgulamıycam indirin izleyin izlemediyseniz, çünkü bu sahnelerde Georgi Danileya, "Mesaj böyle verilir, period." diyor. Hayır o demiyor ben diyorum, bu yazıyı okuyan geleceğin yönetmenleri de lütfen bu anlayışla versinler mesajlarını.

Filmin gerisi de bir muazzamlık abidesi olarak kalmış hafızamda, yani daha fazla spoiler veremiycem hadi iyisiniz bu sefer. Hatta Günün Pisliği bölümümüze kıyasla hiç spoiler vermedim denebilir. Bu filmin bendeki özel yeri dolayısıyla böyle bir kıyak geçiyorum. Bir de filmin sonlarına doğru extraterrestrial güzellikte bir hatunla karşılaşıcaksınız diyip filme daha fazla ilgi çekmeye çalışayım, o derece seviyorum bu filmi. İlerleyen zamanlarda daha fazla Mosfilm yapıtlarıyla karşınızda olmayı planlıyorum, ama aslında hiçbir şey planlamıyorum ne olacağı belli olmaz. Hatta o kadar plansız programsız bir hayat yaşıyorum ki şu an sabah ezanı okunduğunu duyana kadar saatten haberim yoktu, zira bir iki saate kadar yollara düşmem gerekiyor. Hadi koo!

TORRENT
ALTYAZI (cuk)

9 Comments:

Fatih Dayan said...

İndiriyorum bak filmi. Bu kadar övülen bir film merak edilmelidir konosondoyum. Orkodoşlor soolun.

J.R. said...

İndir indir, zaten zorla indirtiyorum arkadaşlara ama genelde ilk yarım saatte sıkılıyolar. Sıkılmayın, izlemeye başlamadan önce sinirlerin biraz laçkalaşmış olması gerekebilir, gerekirse ot kafasıyla falan izleyin.

Fatih Dayan said...

Filmi izledim. Gayet koo.

Cevval Portakal: said...

KOO!

Fatih Dayan said...

koo!

Fatih Dayan said...

böyle anlaşabilsek ya biz de. ama ben genelde kyoo derdim.

Fatih Dayan said...

KOO!

J.R. said...

koo!

Fatih Dayan said...

koo!

Yorum Gönder